AB Konseyi Genel Sekreterliği Lizbon Antlaşması (Bilgi Notu)
Aralık 2009
Lizbon Antlaşması 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girdi. Yapılan başlıca değişikliklerin kısa bir özeti aşağıda sunulmuştur:
Tek bir tüzel kişilik
1 Aralık 2009 tarihinde Avrupa Topluluğu’nun halefi Avrupa Birliği, Topluluğun yerine geçerek tüm hak ve yükümlülüklerini devraldı. Avrupa Birliği Antlaşması adını aynen muhafaza ederken, Avrupa Topluluğunu kuran Antlaşma ise Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma haline geldi.
AB Konseyi Başkanı
Yeni bir siyasi figür sahneye girdi: AB Konseyi’nin tam-zamanlı daimi Başkanı. Başkan’ın ana görevi -kendi içinde bir müessese haline gelen- AB Konseyi çalışmalarına yönelik hazırlıkların yapılmasını ve bunların devamlılığını sağlamak ve uzlaşma ortamını yaratmaktır. Başkan, bulunduğu mertebe itibariyle ve Başkanlık sıfatıyla, ortak dış politika ve güvenlik politikasını ilgilendiren meselelerde Birliği dışarıda temsil eder. AB Konseyi Başkanı’nın rolü diğer ulusal makamlardan farklılık arz eder. AB Konseyi Sayın Van Rompuy’u iki buçuk yıllık süre ile bu makama seçmiştir, görev süresi sadece bir kez yenilenebilir.
AB Konseyi Başkanı hakkındaki bilgi notu için lütfen buraya tıklayınız.
Birliğin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi
Yüksek Temsilci üç ayrı işlevi birden yerine getirir: aynı anda Konsey’in Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası Temsilcisi, Dış İlişkiler Konseyi Başkanı ve Komisyon’un Başkan Yardımcısı olacaktır. Dış politika ile ortak savunma politikasının yönlendirilmesinden sorumludur. Ayrıca, Birliği Ortak Dış Politika ve Güvenlik Politikası alanında uluslararası arenada temsil eder. Bu kadro AB’nin dışarıdaki faaliyetlerinde tutarlılığı ve uyumu arttırmak üzere oluşturulmuştur. Sn. Catherine Ashton Komisyon Başkanı’nın onayıyla AB Konseyi tarafından atanmıştır. Avrupa Parlamentosu, Komisyon’u birlikte oylamaya sunduğu zaman Sn. Catherine Ashton Parlamento’nun da olumlu görüşünü almış olacaktır. Görev süresi (beş yıl) Komisyon’un görev süresiyle örtüşmektedir. Birliğin üçüncü ülkeler ve uluslararası örgütlerdeki yaklaşık 130 delegasyonu, görevlerini ifa ederken Avrupa Dış İlişkiler Birimi’nin desteğini alacak olan Yüksek Temsilci’nin yetki alanı kapsamında bulunmaktadır.
Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi hakkındaki bilgi notu için lütfen buraya tıklayınız.
Yeni bir Avrupa Dış İlişkiler Birimi
Lizbon Antlaşması’yla yeni bir Avrupa Dış İlişkiler Birimi (EEAS) kuruluyor. Çalışmalarını üye devletlerin dışişleri birimleriyle işbirliği içinde sürdürecek olan birimin personeli, Konseyin ve Komisyonun genel sekretaryalarından resmi görevliler ile üye devletlerin ulusal diplomatik birimlerince geçici süreyle görevlendirilecek personelden oluşacak. Antlaşma uyarınca, Dış İlişkiler Birimi’nin teşkilatı ve işleyişi, Konsey tarafından alınacak bir karar doğrultusunda tespit edilecek. Bunu yaparken Konsey, Avrupa Parlamentosuyla yapılacak istişareyi ve Komisyondan alınacak oluru müteakip Yüksek Temsilcinin teklifiyle harekete geçecek.
Konseyde çifte çoğunluk (nitelikli çoğunluk)
Bugüne kadarki uygulamaya göre, Konseyde nitelikli çoğunluk temelinde oylama yapıldığında her bir üye devletin kullanacağı oy sayısını (en büyük dört üye ülke için 29 oy ile başlayıp en küçük üye ülke için 3 oya tekabül eden bir aralıkta) Antlaşmanın kendisi önceden tespit etmekteydi. Bu sistemin uygulanmasına, Kasım 2014’e kadar devam edilecek. Bu tarihten itibaren Konseyin çoğu kanunu kabul ederken (Antlaşmanın özellikle oybirliği veya basit çoğunluk gerektirdiği haller dışında) başvuracağı nitelikli çoğunluk tanımı da değişecek ve bu tarihten itibaren ‘çifte çoğunluk’ uygulamasına geçilecek. Diğer bir deyişle, bir kanunun kabul edilebilmesi için o kanunun AB üyesi devletlerin en az %55’i (yani 27 üyeden 15’i) ve AB nüfusunun en az %65’i tarafından desteklenmesi gerekecek. Engelleyici azınlık, üye devletlerden en az dördünü içermek zorunda; ancak, Kasım 2014 ile Mart 2017 tarihleri arasında üye devletlerden herhangi biri, yeni getirilen çifte çoğunluk sistemi yerine mevcut ağırlıklı oy sisteminin kullanılmasını talep edebilecek.
Dikkatten kaçırılmaması gereken bir husus da Konseyin, Avrupa mevzuatı üzerinde yapacağı görüşmeleri ve oylamaları, kamuya açık şekilde yapma zorunluluğudur.
Ortak karar genişliyor
“Normal yasama prosedürü” Parlamento ve Konseyin ortak kararını gerektirecek. Bu süreçte Konseyin kararının nitelikli çoğunlukla alınmış olması gerekecek. Bu usul aralarında en önemlilerinden biri Adalet ve İçişleri olmak üzere kırk kadar alanı kapsayacak şekilde genişletildi. Bunun yanında vergi, sosyal güvenlik, dış politika, savunma, operasyonel polis işbirliği gibi alanlarda Konseyin oybirliği gerekli olmaya devam edecek.
Parlamento Üyelerinin sayısının tespiti
Parlamenterlerin sayısı 751’in üzerine çıkamayacak. Parlamentoda üye devletlere düşen koltuk sayısı, azalan oran ilkesine göre tespit edilecek. Antlaşma uyarınca, hiçbir üye devletin koltuk sayısı 6’dan az veya 96’dan fazla olamayacak.
Ulusal Parlamentolara yeni bir rol
Taslak haldeki Avrupa mevzuatını incelemek için ulusal parlamentoların sekiz haftalık bir süresi olacak. Bir taslağa bu parlamentoların üçte birinin (Adalet ve İçişleri alanında dörtte birinin) karşı çıkması halinde, Komisyonun taslağı gözden geçirmesi gerekecek. Bununla birlikte, ulusal parlamentoların yarıdan fazlasının ortak karara tâbi bir konuya karşı çıkması halinde, Avrupa kanun koyucusu (Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluk veya Konsey oylarının %55’i) yasama sürecinin devam edip etmeyeceği konusunda karar vermek zorunda kalacak. Bir teşrii tasarrufun yerindelik ilkesine aykırı olduğu kanaatine varmaları halinde ulusal parlamentolar, konuyu Avrupa Adalet Divanı’na da taşıyabilecek.
Vatandaşların inisiyatif hakkı
Bir milyon vatandaş imzaladıkları bir dilekçe yoluyla AB’nin yetki alanına giren herhangi bir alanda teklif sunması için Komisyona çağrıda bulunabilir.
Temel Haklar Şartı
Antlaşma, Şarta diğer Antlaşmalara atfettiği aynı yasal değeri atfeder.