AB Konseyi toplantısında alınan kararlar (18 and 19 Şubat 2016)

II. Göç
5. AB’nin karşı karşıya kaldığı göç kriziyle ilgili olarak hedef, akınların hızlı bir şekilde durdurulması, dış sınırlarımızın korunması, yasadışı göçün azaltılması ve Schengen bölgesinin bütünlüğünün korunması olmalıdır. Bu kapsamlı yaklaşım çerçevesinde, Avrupa Birliği Konseyi, Başkanlık ve Komisyondan gelen raporlar ışığında, Aralık ayında mutabık olunan yönlendirme çalışmalarının durumunu değerlendirmiştir.
6. Avrupa Birliği Konseyi, NATO’nun Ege denizinden yasadışı geçişlerle ilgili olarak gözlem, takip ve izleme çalışmalarına destek verme kararını memnuniyetle karşılamakta ve tüm NATO üyelerini bu adımı aktif olarak desteklemeye çağırmaktadır. AB ve özellikle FRONTEX, NATO ile yakın işbirliği içinde olmalıdır.
7. AB-Türkiye Eylem Planının bütünüyle ve hızlı bir şekilde uygulanması, göç dalgalarının kesilmesi ve tacir ve kaçakçı ağlarıyla mücadele edilebilmesi bakımından öncelikli durumunu korumaktadır. Türkiye, iş piyasasına Suriyeli mültecilerin erişiminin sağlanması ve AB ile veri paylaşımı başta olmak üzere, Eylem Planının yürürlüğe konulması için bazı adımlar atmıştır. Ancak, Türkiye’den Yunanistan’a yönelen göç dalgası hâlihazırda çok fazladır. Türkiye’den AB’ye yasadışı geçişlerde önemli ve sürdürülebilir ölçüde bir azalma sağlamamız gerekmektedir. Eylem Planının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için Türkiye tarafında da kararlı çabaların gösterilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye Mülteci Aracı konusunda sağlanan mutabakatı memnuniyetle karşılamakta ve Üye Devletlere öncelikli projeleri hızlı bir şekilde uygulamaları için çağrıda bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye’yle tutarlı bir gönüllü insani kabul programı üzerinde sağlanan ilerlemeyi de memnuniyetle karşılamaktadır.
8. Buna ilave olarak,
a) İlgili üçüncü ülkelerle ilişkiler konusunda, etkin geri dönüş ve geri kabullerin sağlanması amacıyla belirli ülkeler için ihtiyaçlara göre hazırlanmakta olan kapsamlı teşviklere AB ve Üye Ülkelerin tam desteği gerekmektedir. Avrupa Birliği Konseyi ayrıca, göç akışlarını tetikleyebilecek faktörleri izleyip bunlara çözüm bulmaları konusunda Komisyona, Yüksek Temsilciye ve Üye Ülkelere çağrıda bulunmaktadır;
b) Başta kararlaştırılan 16 öncelikli eylem listesi olmak üzere, Valletta Zirvesinin devamındaki faaliyetler sürdürülmeli ve hızlandırılmalıdır;
c) Suriyeli mültecilere ve Suriye’ye komşu ülkelere yapılan insani yardımlar devam etmelidir. Bu, acil bir küresel sorumluluktur. Bu bağlamda, Avrupa Birliği Konseyi, 4 Şubat’ta Londra’da yapılan Suriye ve Bölgeye yardım konulu Konferansın sonuçlarını memnuniyetle karşılamakta ve Komisyon’a, Üye Ülkelere ve katkı sağlayan diğer tüm ülkelere bu taahhütlerini hızlı bir şekilde uygulamaları hususunda çağrıda bulunmaktadır;
d) Batı Balkanlar güzergahı üzerinde oluşan, devamlı ve kalıcı nitelikteki düzensiz göç dalgaları, etkilenen Üye Ülkelerde yol açtığı insani sonuçlar da düşünülerek, ilave adımlar atılmasını, geçici yaklaşımların ve güzergah üzerindeki eşgüdümsüz adımların sona erdirilmesini gerektiren büyük bir endişe kaynağıdır. Ayrıca diğer güzergahlarla ilgili potansiyel gelişmeler konusunda da tetikte olunarak hızlı ve uyumlu bir şekilde harekete geçilebilmelidir;
e) Konsey, 12 Şubat 2016 tarihinde bir Tavsiyeyi kabul etmiştir. Zor şartlarla karşılaşan Üye Ülkelere de tam destek verilerek, uyumlu bir şekilde, Schengen bölgesinin normal işleyişinin yeniden tesis edilmesi önemlidir. Schengen bölgesine dâhil tüm Üyelerin Schengen Sınır Yasalarını tam olarak uyguladığı; ortama geri dönmeliyiz; giriş şartlarını karşılamayan ya da uygun fırsata sahip olmasına rağmen sığınma talebinde bulunmamış olan üçüncü ülke uyruklu kişilerin dış sınırlarımızdan girişini engellemeli ve bunu, AB-Türkiye gündemini de uygulayarak, deniz sınırlarının kendine has özelliklerini göz önünde bulundurarak yapmalıyız;
f) AB’nin de yardımıyla, kişiler ve seyahat belgeleri bazında kimlik belirleme, kayıt altına alma, parmak izi alma ve güvenlik kontrollerine yönelik sıcak noktaların kurulumu ve işleyişi iyileşmeler göstermektedir. Ancak özellikle sıcak noktaların tam olarak işlevsel hale gelmesi; tüm girişlerin (AB kanunlarının da öngördüğü şekilde, özellikle Schengen Bilgi Sistemi olmak üzere, Avrupa veri tabanları üzerinden sistematik güvenlik kontrollerinin yapılması da dâhil) %100 tanımlanıp kayıt altına alınabilmesi; yeniden yerleştirme sürecinin tam olarak uygulanabilmesi; ikincil düzensiz göçmen ve sığınmacı akışının durdurulması ve durumları netleştirilirken göçmenlerin insani koşullar altında barındırılabileceği ciddi kabul tesislerinin sağlanabilmesi için yapılması gereken daha çok iş vardır. Sığınmacıların, sığınma hakkı talep edecekleri Üye Ülkeyi seçme hakları bulunmamaktadır.
g) Batı Balkanlar rotası üzerinde göçmenler açısından hüküm süren insani durumun hafifletilmesi, AB düzeyinde ve ulusal düzeyde tüm imkânların kullanıldığı acil bir müdahaleyi gerektirmektedir. Bu kapsamda Avrupa Birliği Konseyi, AB İnsani Yardım ve Sivil Koruma dairesinin deneyimlerinden yola çıkılarak, UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) gibi kurumlarla da işbirliği içinde, çok sayıda mülteci ve göçmenle başa çıkmak zorunda olan ülkelere destek verilmesi için Birlik dâhilinde AB’nin insani yardım sağlama kapasitesini devreye sokması gerektiğini düşünmektedir. Avrupa Birliği Konseyi, Komisyonun en yakın zamanda somut teklifler verme yönündeki kararlılığını memnuniyetle karşılamaktadır;
h) Yeniden yerleştirme kararları ve geri dönüş ve geri kabullere yönelik tedbirler de dâhil olmak üzere, geçen Aralık’ta kararlaştırılan tüm unsurlar hızlı bir şekilde uygulanmalıdır. ‘Avrupa Sınır Muhafaza ve Sahil Güvenlik’ teklifi konusunda, Hollanda Dönem Başkanlığı sürecinde siyasi bir anlaşmaya varılabilmesi ve yeni sistemin en yakın zamanda faaliyete geçebilmesi için çalışmalar hızlandırılmalıdır;
i) AB Konseyi, Komisyonla işbirliği yaparak, AB müdahalesine nasıl katkıda bulunulabileceği konusunda ivedilikle fikir geliştirmesi için Avrupa Yatırım Bankası’na çağrıda bulunmaktadır.
9. Aralık ayında kararlaştırılan kapsamlı strateji, ancak tüm unsurları birlikte uygulanıp, kurumlar ve Üye Ülkeler birlikte ve tam eşgüdüm içinde hareket ettiği takdirde başarıya ulaşacaktır. Aynı zamanda, insani ve etkin bir sığınma politikasının oluşturulabilmesi için, AB’nin mevcut çerçevesinin reformdan geçirilmesi konusunda ilerleme sağlanmalıdır. Bu amaçla, bugün yaptığımız derinlemesine görüşmeler sonrasında, bir sonraki AB Konseyi’nde kapsamlı bir tartışmanın yapılabilmesi için hazırlıklara hız verilecektir. Burada, daha belirgin bir değerlendirme temelinde, başka yönlendirme çalışmalarının gerçekleştirilmesi ve tercihlerin yapılması gerekecektir.
III DIŞ İLİŞKİLER
Suriye
10. AB Konseyi, 2254 sayılı BMGK Kararını da hatırlatarak, 11/12 Şubat tarihlerinde Münih’te gerçekleştirilen Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında yapılan taahhütleri memnuniyetle karşılamakta ve bu taahhütleri hızlı bir şekilde yerine getirmeleri için tüm taraflara çağrıda bulunmaktadır. Ülke çapında savaş halinin durdurulmasına yönelik önlemler, BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlananlar hariç, halihazırda askeri veya paramiliter faaliyette bulunan tüm gruplar için geçerli olacak şekilde, acil bir şekilde uygulamaya konulmalıdır.
AB Konseyi, Suriye rejimi ve müttefiklerine terörle ilgisi olmayan muhalif gruplara yönelik saldırılarını derhal durdurmaları için çağrıda bulunmaktadır. Zira bu durum barış olasılığını tehlikeye atmakta ve Da’esh’e fayda sağlayıp mülteci krizini körüklemektedir. AB Konseyi, askeri çatışmaların artma ihtimalinden endişe etmekte, sivil altyapının devamlı olarak bombalanmasını kınamakta ve Halep ve Türkiye-Suriye sınırındaki koridor başta olmak üzere, tüm sivil bölgelerde bombalama faaliyetlerinin derhal durdurulması için çağrıda bulunmaktadır. Bunun uygulanıp uygulanmadığı ilgili taraflar tarafından ortak bir şekilde teyit edilmelidir. AB Konseyi, abluka altına alınmış bölgelerdeki sivillere bir hafta içinde insani yardım ulaştırılmaya başlanmasını memnuniyetle karşılamakta ve tüm taraflara, bunun devam ettirilmesi için çaba göstermeleri ve, Münih’te üzerinde anlaşıldığı üzere ve uluslararası insancıl hukuk ile tam uyumlu olarak, bunu Halep dahil tüm Suriye’de kalıcı, sürdürülebilir ve engelsiz bir insani yardım ortamının ilk adımı olarak görmeleri için çağrıda bulunmaktadır.
Libya
11. Libya’da istikrarın sağlanması, bölgenin ve Avrupa’nın güvenliği ve orta Akdeniz’deki göç akınlarının yönetilmesi açısından yüksek bir öncelik olmaya devam etmektedir. AB Konseyi, tüm taraflara, Libya Siyasi Anlaşmasını uygulamaları, Ulusal Uyum Hükümetini kurmaları ve ekonomiyi yeniden canlandırma ve terörle mücadele faaliyetlerine odaklanmaları için çağrıda bulunmaktadır. AB, BM ile işbirliği yaparak bu girişimleri destekleyecektir.