AB-TÜRKİYE: KATILIM MÜZAKERELERİ YENİDEN RAYINA OTURUYOR, YENİ BİR FASIL AÇILDI
(Brüksel 5 Kasım) – Avrupa Birliği ve Türkiye bugün yeni bir faslı müzakerelere açtı. Brüksel'de Bakanlar düzeyinde yapılan Katılım Konferansı'nda 22. Fasıl (Bölgesel politika ve yapısal araçların koordinasyonu) açıldı. AB'nin en temel politikalarından birini konu alan fasıl, istihdam yaratılması, rekabet edebilirlik, inovasyon, ekonomik büyüme, yaşam kalitesinin arttırılması ve sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor.
Bugünkü etkinlik, 22 Ekim tarihinde Genel İşler Konseyi'nde alınan ve müzakerelerin açılmasına yönelik AB'nin ortak pozisyonunu teyit eden kararın ardından düzenlendi.
Avrupa Birliği heyetine Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevičius’un başkanlık ettiği ve Avrupa Komisyonu'nun Genişleme ve Komşuluk Politikası'ndan sorumlu Komisyon Üyesi Štefan Füle tarafından temsil edildiği konferansta Türk heyetine AB Bakanı ve Baş Müzakereci Egemen Bağış ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz başkanlık ettiler.
Katılım Konferansı'nın ardından Komisyon Üyesi Füle basına şunları söyledi:
‘Türkiye ile katılım müzakerelerinde bölgesel politikaya ilişkin 22. Faslı açmış olmamızdan memnuniyet duyuyorum. Bu önemli bir adımdır zira son katılım Konferansı Haziran 2010 tarihinde yani yaklaşık üç buçuk yıl önce yapılmıştı.
Türkiye'nin, AB için önemli bir ortak olmaya devam ettiğini vurgulamak isterim. Son bir yıllık süreçte Türkiye'de yaşanan gelişmeler, AB ile angajmanın sürdürülmesinin ve AB'nin Türkiye'deki reformlar için referans noktası olmaya devam etmesinin önemini ortaya koymuştur.
Daha az değil daha fazla angaje olmalıyız. Bu nedenle, yeni bir fasıl açılması için bir daha bu kadar uzun süre beklememeyi umuyorum.
Müzakere süreci münasebetlerimiz açısından en iyi araç olmaya devam etmektedir. Bu çerçevede, ümit ediyorum ki AB’nin temel değerlerinden olan ve katılım sürecinin de iki kilit faslını oluşturan temel hak ve özgürlükler konusundaki 23. ve 24. Fasılların açılabilmesi için Türkiye’nin karşılaması gereken koşulları AB yakında açık ve net bir şekilde ortaya koyabilecek konumda olur.
Ayrıca bugün gerçekleştirdiğimiz katılım konferansının da Türkiye’nin reform çabaları üzerinde doğrudan olumlu bir etki yaratacağına yürekten inanıyorum. Bu ivmenin sürdürülebilmesi için Türkiye de kendi üzerine düşeni yaparak 5. Fasıl-kamu alımları, 8. Fasıl-rekabet ve 19. Fasıl-sosyal politika ve istihdam gibi diğer fasılların açılabilmesi için gereken çabayı göstermelidir.
Katılım müzakereleri süreci ile doğrudan alakalı olmamakla birlikte - bugünkü başarının çok kısa zamanda Türkiye tarafından Geri Kabul anlaşmasının imzalanmasına ve Vize Diyaloğunun başlatılmasına vesile olması yönündeki güçlü umut ve temenniyi dile getirmek istiyorum. Türkiye vatandaşları için son derece somut getirileri olması bakımından bu iki süreç daha da büyük bir önem arz etmektedir.
Son olarak, Perşembe ve Cuma günleri İstanbul ve Ankara’ya yapacağım ziyaretleri en az, yeni bir faslın açılışını gerçekleştirecek bir sonraki katılım konferansı kadar sabırsızlıkla beklediğimi belirtmek istiyorum. Umuyorum ki bir sonraki konferans üç buçuk yıldan çok daha kısa sürede gerçekleştirilir.’