AB’den Türkiye’ye çağrı: Sürdürülebilir ulaşımda ortak vizyon

Avrupa Birliği, ulaşımda emisyonları 2050’ye kadar yüzde 90 azaltmayı ve iklim nötrlüğüne ulaşmayı hedeflerken, Türkiye de bu vizyonla uyumlu adımlar atıyor. AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Maria Luisa Wyganowski, gazetemize özel olarak verdiği röportajda Türkiye’nin potansiyelini değerlendirdi, mevcut projeleri anlattı ve sürdürülebilir şehirler için iş birliğinin önemine dikkat çekti.

Türkiye’nin AB’nin sürdürülebilir ulaşım ve Yeşil Mutabakat öncelikleriyle uyumunu nasıl görüyorsunuz?

Avrupa Birliği, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sürdürülebilir ve Akıllı Hareketlilik Stratejisi kapsamında kendisine iddialı hedefler koydu: 2050’ye kadar ulaşımdan kaynaklanan emisyonları yüzde 90 azaltmak, iklim nötrlüğüne ulaşmak ve hareketliliği herkes için güvenli, dijital ve erişilebilir hale getirmek. Bu stratejiler AB Üye Devletleri için bağlayıcıdır ve Avrupa genelinde halihazırda gerçek değişime yön veriyor, sıfır emisyonlu şehir lojistiğinden şarj altyapısının yaygınlaştırılmasına kadar.

Türkiye henüz bu politikalara bağlı değil, ancak AB desteğiyle SKUP Türkiye projesi aracılığıyla benzer hedefleri yansıtmaya başladı. Bu proje, birçok AB önceliğini yansıtan ve Türkiye’nin kendi bağlamına uyarlayan Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım üzerine bir Beyaz Politika Belgesi hazırladı. 2030, 2040 ve 2050 için net hedefler ortaya koyuyor. Metro ve tramvay sistemlerinin genişletilmesi, 250.000 şarj noktasının yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir ulaşım modlarının payının yüzde 60’a çıkarılması dahil. AB artık Türk hükümetinden bu Beyaz Politika Kitap’ını benimsemesini bekliyor, böylece bu hedefler niyet olmaktan çıkıp ortak ulusal hedeflere dönüşebilsin.

Hem AB politikası hem de Beyaz Politika Kitap’ı, özel otomobilin günlük alternatifi olarak araç paylaşımı, bisiklet paylaşımı ve e-scooter’lar gibi paylaşımlı hareketliliği vurgulanıyor. Bu hizmetler Avrupa şehirlerini şimdiden değiştiriyor ve Türkiye için de dönüştürücü olabilir.

AB, Türkiye’de mikromobilite, elektrikli mobilite ve dijitalleşmeyi nasıl görüyor?

AB için bunlar, hareketlilik dönüşümünün üç ayağıdır. Alternatif Yakıtlar Altyapısı Yönetmeliği gibi AB mevzuatı, Üye Devletlerden elektrikli araçlar için yoğun şarj ağları kurmalarını zorunlu kılıyor. AB dijital politikaları gerçek zamanlı hareketlilik verilerini ve entegre biletlemeyi geliştiriyor. Aynı zamanda Avrupa genelinde mikromobilite ve paylaşımlı hizmetler özel otomobile olan bağımlılığı azaltıyor.

Türkiye’nin bu alanda büyük bir potansiyeli var. Vatandaşlar, paylaşımlı scooter’lardan çağrı üzerine araç uygulamalarına kadar yeni modları hızla benimsiyor. Ancak SKUP Türkiye Beyaz Politika Kitap’ı halen eksik olan noktaları vurguluyor: ulusal standartlar, çabaları koordine edecek merkezi bir otorite ve net düzenleyici çerçeveler. Bu nedenle AB, Ulusal Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Koordinasyon Merkezi’ne duyulan ihtiyacın altını çiziyor. Böyle bir kurum, Türkiye’nin paylaşımlı hareketlilik hizmetlerini Avrupa’nın en iyi uygulamaları ve yatırımcı beklentileri doğrultusunda ölçeklendirmesini sağlayacaktır.

AB ve Türkiye arasında bugün bu alanda hangi somut iş birlikleri var?

İş birliğimiz, AB politikasını Türk uygulamalarıyla buluşturuyor.

• Planlama ve politika. IPA II aracılığıyla AB, Ankara, İstanbul, İzmir, Düzce, Konya, Eskişehir, Kocaeli, Gaziantep ve Mersin dahil 9 Türk şehrine yaklaşık 35 milyon avro yatırım yaptı. Bu yatırımlar, Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planları (SUMP’lar) için kullanıldı. Bu planlar, Avrupa politika ilkelerini yerelde uygulamaya geçiriyor: daha güvenli bisiklet yolları, güvenilir otobüsler, entegre biletler ve paylaşımlı hareketlilik hizmetleri. SUMP’lar, stratejilerin vatandaşların günlük yaşamıyla buluştuğu yerlerdir.

• Şehir ağları. Türk şehirleri, sürdürülebilir hareketlilik üzerine çalışan AB destekli program ve şehirler topluluğu CIVITAS’a ve ulaşım politikalarında şehirlerin sesini güçlendiren Avrupa ağı POLIS’e katılmaya teşvik ediliyor. Bunlar aracılığıyla belediyeler çözümleri birlikte test edebilir ve başarılarını sergileyebilir.

• Politika diyaloğu. SKUP Beyaz Politika Kitabı, AB stratejileri ile Türkiye’nin bağlamı arasında bir köprü sunuyor. Benimsenmesi, Türkiye’nin kentsel hareketlilik vizyonunu Avrupa uygulamaları ve küresel iklim hedefleriyle uyumlu hale getirmeye hazır olduğunun göstergesi olacaktır.

AB, finansal ve teknik açıdan ne tür destekler sağlıyor?

Finansal açıdan, IPA III (2021–2027) iklim ve hareketlilik reformlarını desteklemek amacıyla Türkiye’ye fon sağlamaya devam ediyor. IPA II döneminde 10 Türk şehri, sürdürülebilir kentsel ulaşım müdahaleleri için toplamda yaklaşık 35 milyon avro hibe aldı. Hibelerin ötesinde, EFSD+ gibi AB yatırım platformları, EIB, EBRD, KfW ve AFD gibi uluslararası finans kuruluşlarıyla risk paylaşarak milyarlarca avroyu harekete geçiriyor.

Teknik açıdan ise, CIVITAS gibi AB programları şehirleri sıfır emisyonlu otobüsler, paylaşımlı hareketlilik merkezleri veya dijital biletleme gibi çözümleri test etmek üzere bir araya getiriyor. AB’nin kentsel hareketlilik bilgi merkezi olan ELTIS aracılığıyla Türk şehirleri, AB tarzı çözümleri uygulamak için kılavuzlara, vaka çalışmalarına ve araçlara erişebiliyor. Bu mekanizmalar, Avrupa stratejilerinin soyut kalmamasını, vatandaşların günlük hareketliliğinde somut iyileşmeler getirmesini sağlıyor.

Türk şehirlerinde trafik sıkışıklığına ve kirliliğe karşı en etkili politikalar nelerdir?

AB’nin Kentsel Hareketlilik Çerçevesi, tek çözümler yerine bir dizi önlemi teşvik ediyor:

• Otobüs ve tramvayların trafikte önceliklendirilmesi, böylece arabadan daha hızlı olmaları.

• Yerleşim alanlarında 30 km/s hız sınırı getirilmesi, kazaları azaltarak çocuklar için sokakları daha güvenli hale getirmek.

• Güvenli bisiklet altyapısının ve yürünebilir sokakların genişletilmesi.

• Şehir merkezlerinde düşük ve sıfır emisyonlu bölgelerin uygulanması.

• Paylaşımlı hareketlilik hizmetlerinin ölçeklendirilmesi; bu da araç sahipliğini, park talebini ve emisyonları azaltır.

• Entegre biletleme ve gerçek zamanlı uygulamalar gibi dijital araçların kullanılması.

Avrupa genelinde halihazırda kullanılan bu politikalar, Türkiye’nin Beyaz Politika Kitapı’nda önerilen tedbirler olarak yansıtılıyor. Türkiye Beyaz Kitap’ı benimser ve AB stratejileriyle uyum sağlarsa, vatandaşlar kendi mahallelerinde daha az trafik sıkışıklığı, daha temiz hava ve daha sağlıklı sokaklar görecektir.

WYGANOWSKI’DEN ÖZEL MESAJ

Sürdürülebilir hareketlilik uzak bir gelecek ile ilgili değil, bugün çocukların güvenle okula yürüyebilmesi, çalışanların işlerine zamanında ulaşabilmesi ve ailelerin daha temiz hava soluyabilmesiyle ilgilidir. Paylaşımlı hareketlilik hizmetleri, toplu taşımanın yanında, bu değişimin merkezinde yer almaktadır. AB, Türkiye’nin SUMP’larına ve kentsel hareketlilik planlamasına yatırım yaptı çünkü bu vizyona inanıyoruz.

Şimdi daha fazla Türk şehrini CIVITAS ve POLIS’e katılmaya davet ediyoruz ve Türk hükümetini Beyaz Politika Kitap’ı benimsemeye teşvik ediyoruz; böylece Avrupa politikaları ve stratejileri Türkiye’de ortak hedefler haline gelsin. Birlikte, Türk şehirlerini yeşil ve akıllı hareketliliğe küresel geçişin öncüleri haline getirebiliriz.

Kaynak: https://www.petroturk.com/yenilenebilir-enerji-haberleri/abden-turkiyeye-cagri-surdurulebilir-ulasimda-ortak-vizyon