Avrupa’nın 50 yılı: Geçmişi Onurlandırmak, Geleceğe İlham Kaynağı Olmak
Başkanlar, Saygıdeğer Üyeler, Bayanlar ve Baylar,
Bu tarihi mekanda sizlere seslenme fırsatını bana tanıdığınız için öncelikle sizlere şükranlarımı sunmama izin veriniz.
Roma Antlaşması’nın 50. yıldönümünü kutlanmak için Roma’dan daha iyi bir mekan olabilir miydi! Avrupa Medeniyeti’nin ve kamu hukuku fikrinin yeşerdiği bu mekanda Avrupa “hukuk imparatorluğu”nun başarısını kutluyoruz.
Ve ne kadar büyük bir başarıdır bu! 27 üyeli bir Birlik’le, yaklaşık yarım milyar Avrupa yurtdaşından oluşan bir Topluluğun kurulması, diyaloğun intikama, iyi yönetimin silahlara ve mantığın duygulara karşı kazandığı rövanştır.
1914 ve 1945 yılları arasındaki silahlı çatışmalarda o denli ağır insan kaybı vermiş olan bir kıtaya böylesine büyük bir armağan, üstelik barışçıl yollarla, asla verilmemişti.
Ama bu vesileyi en iyi şekilde kullanarak geleceğe yönelmemiz de önem taşımaktadır.
Avrupa vatandaşlarına önümüzdeki 50 yıl için ilham verecek bir vizyon sunmalıyız. 21. yüzyılın en önemli sorunları olan küreselleşme, sürdürülebilir büyüme ve rekabetçilik, siyasi dayanışma, enerji, iklim değişikliği ve güvenlik konularında Avrupa Birliği’nin en iyi yanıt olduğu konusunda onları ikna etmeliyiz. Bu demek değildir ki geçmişin hiçbir önemi yoktur. Tam aksine. Geçmişini unutan bir kültür, geleceği olmayan bir kültürdür. Har hül ve kârda geçtiğimiz elli yılda kaydedilen başarıları, geleceğin önümüze çıkartacağı güçlüklerden ayrı tutamayız çünkü bunlar birbiriyle içiçe geçmiştir.
Bizler, Alcide De Gasperi, Gaetano Martino ve Altiero Spinelli’nin karşılıklı bağlılık sayesinde başardığı barış, demokrasi ve refah dolayısıyla küreselleşmeyle baş edebilecek, ekonomik büyümeyi arttırabilecek, dayanışma sergileyebilecek, kalkınmayı sürdürebilir kılacak güçlü bir konumdayız.
50 yıldır birlikte karar alarak ve birlikte hareket ederek, ortak geleceğimizde önümüze çıkabilecek zorluklara göğüs germemizde bize güç kaynağı olacak ortak bir geçmiş yarattık.
Bu ortak geçmişimizin başarılarını da ancak ve ancak gelecekte yeni başarılara imza atmaya devam ederek koruyabiliriz.
Benim düşünceme göre bunu yapabilmemiz, bizlerin Avrupa ortak değerlerini ve ortak çıkarlarını sınırların ötesinde koruyabilmemize bağlıdır.
Benzerine çok nadir olarak rastlanacak bir başarıya imza attık. Bugün bu kutlamaları yapmamızın arkasındaki neden de işte budur. Avrupa Birliği, üye devletler arasında savaş kavramını ‘sadece düşünülemez kılmakla kalmayıp aynı zamanda fiziken de imkansız bir hale getirerek” tarihi bir görevi yerine getirmiştir. [non solo impensabile, ma materialmente impossibile = hem düşüncesi hem gerçekleşmesi imkansız].
Şimdi sıra Avrupa’da: artık Avrupa, küresel düzlemde ağırlığını ve kararlılığını göstermelidir. Özgürlük ve hukukun üstünlüğünün yaygınlaştırılmasını teşvik etmelidir. Özellikle Afrika’da yoksullukla mücadele etmelidir. İklim değişikliğine karşı verilen savaşta ön sırlarda yer almalıdır…ve daha nicesi..
İşte bu, yirmi birinci yüzyıl için büyük Avrupa söylemidir. Bizler, yeni ve daha iyi bir Avrupa siyasi düzeni yarattık. Artık bu deneyimi kullanarak yeni ve daha iyi bir küresel düzen yaratmalıyız: geleceğin büyük Avrupalıları’na ilham, geçmişin büyük Avrupalıları’na ise gurur kaynağı olacak asil bir gaye.
Teşekkürler.
José Manuel Barroso
Avrupa Komisyonu Başkanı
İtalyan Senatosu Roma,
23 Mart 2007
SPEECH/07/176
İlgili konuşmayı indirmek için lütfen buraya tıklayınız. (doc)