Gerçek Bir Ekonomik ve Parasal Birliğe Doğru
Olli REHN
Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, Ekonomi ve Para Politikası ile Avro'dan sorumlu Komite üyesi
ECON Komitesi
3 Eylül 2012
Sayın Başkan, Saygıdeğer Üyeler, Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Ekonomik ve Parasal Birliğin derinleştirilmesi konusundaki bu tartışmayı başlattığınız için sizlere teşekkür ederim, zira son iki buçuk yıldır bu proje üzerinde müşterek çalışmalar yürütüyoruz ve en az bir iki buçuk yıl daha bu konu gündemimizi meşgul edecek. Bu konuda yapılacak kapsamlı bir tartışmanın son derece yoğun ve meşgul geçecek bir sonbahar dönemi için uygun bir başlangıç olduğu kanısındayım.
AB, son birkaç yıldır, finans ve borç krizini atlatmak ve ekonomik ve parasal birliği geliştirmek için kayda değer ve kapsamlı adımlar atmıştır. Ancak, geçtiğimiz yıl boyunca, çevre ülke kamu borçları piyasalarındaki gerilim tırmanışa geçmiştir. Süren finansal gerilim ve ekonomideki mevcut dengesizlikler nedeniyle EPB ve vatandaşlarımızın refahı halen baskı altındadır.
Bu konudaki ilk düzenlemelerin zafiyetlerini gidermek ve sürdürülebilir tek para için daha sağlam temeller yaratmak amacıyla mevcut EPB mimarisinde daha fazla değişiklik yapılması gerekmektedir. Krizi kontrol altına almak, büyümeyi canlandırmak ve dengesizlikleri gidermek için kısa vadede bir takım adımlar atılmalıdır. Bu tedbirlerin EPB'ye yönelik uzun vadeli bir vizyon ve bu vizyona giden açık bir yol haritası ile desteklenmesi elzemdir.
Bu çerçevede, Komisyon, Avro Grubu ve AMB Başkanlarıyla işbirliği içerisinde, AB Konseyi Başkanı tarafından sunulan "Gerçek bir Ekonomik ve Parasal Birliğe Doğru" başlıklı rapora binaen, Haziran'da gerçekleşen AB Konseyi toplantısında EPB'nin daha da derinleştirilmesine dair fikir alışverişinde bulunulmuştur.
Bu raporda EPB'nin geleceğine dair dört temel yapı taşı açıklanmıştır. Bunlar entegre bir finansal çerçeve, entegre bir bütçe çerçevesi, entegre bir ekonomi politikası çerçevesi ile demokratik meşruiyetin ve hesap verme sorumluluğunun güçlendirilmesi olarak sıralanabilir.
Bütün bu konularda ilerleme kaydedilmesi gerektiğinden hareketle, Devlet ve Hükümet Başkanları, AB Konseyi Başkanı'na, bahsedilen diğer üç Organ'ın başkanı ile yakın işbirliği içinde Ekim 2012'ye kadar bir ara rapor, yılsonuna kadar da nihai bir rapor hazırlaması için yetki vermiştir. Ekim ayında yapılacak AB Konseyi toplantısında sunulacak ara rapor kısa vadede alınabilecek tedbirlere odaklanacak, Aralık'ta sunulacak nihai rapor ise mevcut Antlaşma çerçevesinde neler yapılabileceğini ve hangi tedbirlerin Antlaşma'da değişiklik gerektirdiğini irdeleyecektir.
Üye Devletler ve Avrupa Parlamentosu da bu fikir yürütme sürecinin bir parçası olacak ve raporların hazırlanması esnasında onlarla da istişare edilecektir. Bu istişare sürecinin amacı kısa vadede hangi tedbirlerin mümkün olduğu ve uzun vadede neyin arzu edildiği konusunda uzlaşma sağlamak ve böylelikler hakiki bir Ekonomik ve Parasal Birliğin başarılması için kapsamlı bir yol haritası çıkarılmasına katkıda bulunmaktır. Bu da aslında EPB'nin yeniden inşasının tamamlanması ve böylelikle yeni bir EPB oluşturulması anlamına gelmektedir.
Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Finansal birliğin ya da parasal birliğin daha da geliştirilmesi bu bağlamda en büyük öncelik olarak görülmelidir. Gecikmeksizin ve iki adımda bu yolda ilerlemek arzusundayız. Şu anda ilk aşamadayız: 29 Haziran'daki Avro Zirvesine uygun olarak, avro bölgesi bankaları için acilen Tek Denetim Mekanizması (TDM) oluşturulmasına yönelik yasal teklif üzerinde Komisyon tarafından bir süredir çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmanın sonuçları iki haftadan daha kısa bir süre içinde takdim edilecek olup yılsonuna kadar son şeklini alması beklenmektedir. Tek Denetim Mekanizması konusundaki Anlaşma ESM'nin alacağı bir karar ile bankaların doğrudan yeniden sermayelendirilmesine imkân verecek yeni bir belgenin benimsenmesinin yolu açılacaktır.
Bankaların denetiminin Avrupa seviyesine taşınması ve eksiksiz bir bankacılık birliğinin kurulmasına yönelik atılması planlanan diğer adımlar, bütünleşen Avrupa ekonomisinin istikrarını temin etmek ve devlet borçları ile bankalar arasındaki karşılıklı olumsuz etkileşimi kırmak için atılması gereken adımlardır.
Çalışmalarımızın detaylarını gerek meslektaşım Michel Barnier ile gerek AMB Başkanı Mario Draghi ile yaptığınız tartışmada ele aldınız. Ben de kendileriyle çok yakın bir işbirliği halinde çalıştım. Eğer bu durumu birliğin ve karşılıklı anlayışın bir işareti olarak görmek isterseniz, bunun benim açımdan hiçbir sakıncası olmaz. Ama yine de krize karşı kapsamlı bir müdahale ve EPB ile avronun geleceği açısından önemli bir milat niteliğindeki teklifimizin ana maddelerini dikkatlerinize sunmak isterim.
Avrupa'daki mali sistem son derece bütünleşmiş durumdadır. Dolayısıyla, tek bir ülkede doğan finansal istikrarsızlığın hızla diğer ülkelere dağılması kuvvetle muhtemeldir. Krizlerde sınır ötesi yayılma olasılığı avro bölgesi ülkeleri için daha da büyüktür.
Bu nedenle Tek Denetim Mekanizması, avro alanı üyesi bütün ülkeler için uygulanacak ancak daha derin bir bütünleşme yönünde ilerlemek isteyen diğer Üye Devletlerin katılımına da açık olacaktır. Böyle bir durumda, bu mekanizmaya katılmak isteyen üye devletin yasal bir taahhüt üstlenmesi ve AMB tarafından alınan kararların ulusal makamları ve bankaları üzerinde bağlayıcı olacağının güvencesini vermesi beklenmektedir.
Barındırdığı banka sayısı düşünüldüğünde Tek Denetim Mekanizmasının iddialı bir kapsama sahip olması gerekecektir. Son yıllarda gördüğümüz üzere, (Northern Rock, Anglo Irish, Bankia gibi) küçük bankalar bile sistemik olabilir ve finansal kargaşaya yol açabilir. İşte bu yüzden merkezinde AMB bulunan ve avro alanındaki bütün bankaları denetleyecek nispeten geniş kapsamlı ve iddialı bir mekanizma öngörmekteyiz.
Nitelikli denetimler yapmak, AMB'ye verilecek ana sorumluluğun ve ana görevlerin özünü teşkil etmektedir. İhtiyati denetim alanında tecrübe ve uzmanlık kazanmış olan ulusal denetçiler bu sitemde de önemli bir rol oynamaya devam edecektir.
Özellikle denetim fonksiyonlarının para politikasının uygulanmasıyla ilgili fonksiyonlardan ayrılması yoluyla, AMB'nin karar alma organlarında hiçbir çıkar çatışması olmamasını da temin etmek durumundayız.
Son olarak, demokratik hesap verme sorumluluğunun uygun mekanizmaları inşa edilmelidir: zira para politikasından sorumlu bir kurum olarak bağımsız hareket eden AMB denetim görevlerinde daha da sorumlu hale getirilmelidir.
Komisyon tarafından mevcut ulusal mevduat garanti sistemlerini güçlendirecek ve bankalar için sermaye şartını pekiştirecek yasal düzenlemeler önerilmiştir. 27 Üye Ülkenin tamamına uygulanacak olan bu öneriler hayati öneme sahiptir ve AB Konseyi ile Parlamentosu tarafından bir an önce benimsenmelidir.
İkinci aşamada, mevduat sahiplerinin korunması için Ortak Mevduat Garanti Sistemi'nin kurulmasına ve tek Avrupa kurtarma çerçevesine yönelik kararlı adımlar atmamız gerekmektedir.
Tek Denetim Mekanizması'nın kurulması için yasal önerileri sunarken, eksiksiz bir bankacılık birliğine dair yol haritasının ana hatlarını açıklayan bir Tebliğ de benimseyeceğiz.
Saygıdeğer Konuklar,
EPB'nin Avrupa vatandaşlarının menfaati için en düzgün şekilde çalışmasını teminen, özellikle avro bölgesinde görülen üst seviyedeki ekonomik ve finansal karşılıklı bağımlılık düşünülerek, mali birliğe doğru nitel bir ilerleme kaydedilmelidir.
Mali birlik Üye Ülke ve Avrupa seviyesinde sağlam bütçe politikalarını temin etmeli, böylelikle sürdürülebilir büyümeye katkıda bulunup makro ekonomik istikrarı sağlamalıdır. Üye Devlet'lerdeki sürdürülemez mali gelişmelerin önlenmesi ve düzeltilmesi için etkili mekanizmalar da bu birliğin içinde yer almalıdır. Diğer bir bileşen de asimetrik şoklara karşı uygun araçlar ve avro bölgesinde krizin yayılmasının engellenmesidir.
Bu durum – sınırlı kalmak kaydıyla – eşgüdümlü, hatta ortak borç ihracını beraberinde getirebilir. Ancak bu durumdaki risk paylaşımının, ahlaki tehlike ve sorumsuz hareketlere karşı koruma sağlamak için, bütçeler konusunda ortak kararların alınmasına yönelik orantılı adımlarla desteklenmesi gerekmektedir.
Finansal, mali ve ekonomik politikaların bütünleşmesine yönelik cesur adımlara hazır olmamız gerekmekle birlikte, - en azından kısa vadede - çıtayı çok fazla yükseltmekten kaçınmalıyız. Aksi takdirde, gerçek anlamda bütünleşmiş bir EPB'yi imkânsız olarak göstermek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz.
Bu nedenle, ilerde oluşacak EPB'nin yapısı hakkında fikir yürütüp çalışmalar yaparken, mevcut araçlarla imkânlardan ve mevcut yönetim çerçevesinden de tam anlamıyla istifade etmeye gayret göstermeli ve mümkün olduğunda bunları iyileştirmeliyiz.
Özellikle de avro alanı ülkelerin bütçe denetimi ve eşgüdümü konusundaki iki Tüzük üzerindeki çalışmaları tamamlayarak yönetim çerçevesini daha da iyileştirebiliriz. Avro alanında bütçe denetiminin ve eşgüdümünün iyileştirilmesi maksadını güden bu tekliflerin asıl amacına uygun bir anlaşmaya gecikmeksizin varmamız için devam eden üçlü görüşmelere yeni bir dinamizm katmalıyız.
Üye Devletlerin taslak bütçe planlarının mecliste kabulünden evvel vakitlice sunulması ve aşırı bütçe açıklarının düzeltilmesine yönelik daha verimli bir çerçevenin oluşturulması bu kapsamda düşünülebilir.
Uzun vadede ortak borçlanma araçlarıyla desteklenmesi olası olan daha kuvvetli bir mali entegrasyon gibi daha ileri adımlar da atılabilir. Ancak bu tür tedbirler neticesinde karar alma mekanizmasının daha da ortaklaşa işlemesi, Antlaşma'da değişiklik yapılması ve bunun siyasi meşruiyeti için buna uygun adımların atılması ihtiyacı doğabilir.
Saygıdeğer Konuklar,
Finansal, mali ve ekonomik politikalar konusunda Avrupa seviyesinde daha fazla karar alınmasına doğru giderken, ortaklaşa alınan kararların meşrulaştırılması ve gerekli demokratik hesap verme sorumluluğu ve siyasi katılımı sağlamak için daha kuvvetli mekanizmalar gerekecektir. Avrupa seviyesinde alınan ve günlük yaşam üzerinde kapsamlı etkileri olan kararlara yönelik kamu desteğini sağlamak için bu konuya da önem verilmelidir. Vatandaşlar istikrar ve refah artışından faydalanmakla kalmamalı, politika sürecini daha fazla sahiplenmelidir.
Altılı Tüzük kapsamında başlatılan Ekonomik Diyalog, ekonomik politika eşgüdümü alanında demokratik hesap verme sorumluluğuna yönelik bir forumun oluşturulması için kurumlar arasında oluşturulmuş bir araçtır. Altılı Tüzüğün getirdiği bir takım yenilikçi hükümler ile Parlamento'ya AB kurallarını ihlal eden Üye Devletlerle Ekonomik Diyalog başlatma imkânı verilmesi söz konusu olabilir. Bu hükümler geniş bir uygulama potansiyeline sahip olup ulusal hükümetlerin herhangi bir şekilde AB yükümlülüklerine uymaması durumunda Avrupa seviyesinde kamuya hesap vermesinin yolunu açmaktadır.
Ancak Avrupa Parlamentosu ile yapılacak Ekonomik Diyalog Brüksel'in Avrupa vatandaşlarına karşı hesap verme sorumluluğu gibi daha üst seviyedeki endişeleri giderme konusunda yeterli değildir. Ulusal Parlamentolar ve Avrupa Parlamentosu arasında daha ileri ve daha yakın bir işbirliği gerekmektedir.
Bu bağlamda, ikili Tüzüğün sunduğu mühim önerilerden birine dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu öneri Komisyonun ülke parlamentolarınca ulusal bütçeler konusundaki pozisyonunu açıklamaya davet edilebilmesini öngörmektedir. (Ekonomik politikaların uygulanmadan önce eşgüdüme tabii tutulması gibi) İlerde yapılacak yasal değişiklikler de benzer hükümler ihdas edebilir.
Hanımefendiler ve Beyefendiler,
Daha genel birkaç gözlemimi paylaşarak konuşmama son vermek istiyorum.
Avronun geleceği hakkında bir süredir yapılması gereken ciddi tartışmanın başlamış olmasını olumlu karşılıyorum. Bu tartışmaya katılanların çoğu daha derin bir bütünleşmenin bu vizyonun önemli bir öğesi olduğu konusunda mutabık. Ayrıca tarafların çoğu bunun demokratik meşruiyet ve karar alma sürecinde hesap verme yükümlülüğü ile başa baş gitmesi gerektiği konusunda da hemfikir.
Ortak vizyonumuz konusunda ilerleme sağlarken, Avrupalılar kazananlar ve kaybedenler olarak kamplara bölünmeyecektir ve bölünmemelidir. Ya hepimiz kazanırız ya da hep birden kaybederiz. Bazı tarafların diğerlerinin aleyhine olacak şekilde haksız kazançlar elde ettiği algısı oluşursa, politik olarak sürdürülebilir bir sonuç elde edilemeyecektir. Bu tür bir algılamanın kaygı verici bir takım işaretlerini görmeye başladık.
Bu bağlamda, bu farklı görüşleri ve algıları aşmak için ilişkileri güçlendirmemiz gerekmektedir. Bu algıların yerine, güçlü bir demokratik sorumluluk mekanizması ile pekiştirilmiş gerçek ve verimli bir ekonomik ve finansal birlik hedefine yönelik ortak vizyonumuz geçmelidir. Bu, sürdürülebilir büyüme ve istihdam oluşturabilen, sorumluluk ve dayanışma üzerine kurulmuş gerçek bir istikrar birliği kurulması vizyonudur.
ECON'un sayın Üyeleri, bu tartışmaya ve vizyona yapacağınız katkılar, Avrupa'nın ve vatandaşlarının menfaati açısından büyük önem arz edecektir.