KOBİ’lere yönelik AB Finansman Günü
Ankara, 17 Mart 2010
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı, Büyükelçi
Marc Pierini’nin Konuşma Metni
“Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) yönelik AB Finansman Günü”nde sizleri selamlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Burada çok sayıda katılımcı olduğunu görmek bana ayrıca memnuniyet veriyor: bugün KOBİ temsilcileri ve kuruluşları, finansal kuruluşlar ve kamu sektörü bizlerle.
“KOBİ’lere yönelik AB Finansman Günü” çerçevesinde KOBİ’lere yönelik mali enstrümanlar konusunda bilgi sağlamak amacıyla bir dizi etkinlik düzenliyor. Avrupa Komisyonu 2008’den bu yana 21 Üye Devlette AB Finans Günlerini gerçekleştirdi. Bu çerçevede, aday ülkeler arasında ilk defa Türkiye’nin bu etkinliğe ev sahipliği yaptığını belirtmekten gurur duyuyorum.
Gün boyunca, AB’nin Türkiye’deki KOBİ’lere yönelik mali enstrümanları konusunda sunumlar yapılacak. Başlıca uluslararası ve Türk kurumlar, yerel düzeyde başvurulabilecek farklı finans kaynakları konusunda pratik bilgi sağlayacak. Mali enstrümanlarla ilgili ayrıntıları uzmanlara bırakarak, müsaadenizle kısaca mevcut mali kriz ortamında AB-Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilere ve KOBİ’lere değinmek istiyorum.
1. AB-Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler
Türkiye ve AB’nin daha fazla istihdam yaratacak ve sosyal uyumu gerçekleştirecek şekilde ekonomik büyümeyi sürdürmeleri gerekiyor. Her iki taraf da, Gümrük Birliği ile ekonomik alanda kaydedilen ortak başarıları daha ileriye götürmelidir. İkili ticareti üç katına çıkararak 100 milyar €’ya ulaştıran Gümrük Birliği gerçek bir başarı hikâyesidir. Türkiye’ye yönelik Yabancı Doğrudan Yatırımların üçte ikisi AB’den kaynaklanmaktadır ve Gümrük Birliği üretim, piyasalar ve arz zinciri açısından iki tarafın ekonomisi arasında inanılmaz bir düzeyde entegrasyona yol açmıştır. Bu başarılar muhafaza edilerek daha da ileriye götürülmelidir.
Bu durum, Türkiye’nin pek çok sektörde, AB’nin dünya çapında rekabet gücünü temin eden temel unsurlardan biri haline geldiği anlamını taşımaktadır.
Her iki taraftaki bazı endişelere rağmen, Gümrük Birliği hem Türkiye hem de AB için muazzam bir başarı olmuştur. Küresel düzeyde faaliyet gösteren başlıca AB firmaları araştırma, geliştirme ve üretim faaliyetlerinin önemli bir kısmını artık Türkiye’de yürütmektedir: örnek olarak, Bosch, Fiat, Renault, ya da Siemens sayılabilir. Küresel düzeyde faaliyet gösteren bu şirketler Türkiye’de alt-yüklenici olarak yüzlerce KOBİ ile iş yapmaktadır.
2. Ekonomik ve mali kriz
Küresel ekonomik kriz Avrupa’da, bankaların reel sektöre yönelik kredi faaliyetlerinde hızla azalmaya sebep oldu. Bu süreçte hem azalan kredi talepleri hem de bankaların daha katı kredi standartları rol oynadı. Özellikle küçük işletmeler kısa vadeli finansmana erişim konusunda sıkıntı çekmeye devam ettiler. İmalat alt-sanayinin pek çok dalında görülen atıl kapasite nedeniyle, kredi talepleri genellikle yeni yatırımlardan ziyade işletme sermayesi ihtiyacı nedeniyle yapıldı.
Türk bankacılık sektörü kriz döneminde oldukça dayanıklı çıktı. Avrupa’dakilerden farklı olarak, Türk Bankaları kriz döneminde toplam kredi hacmini arttırmayı başardı. Bununla birlikte, bankaların küçük işletmelere yönelik kredi faaliyetleri 2007’de % 26.7’den 2009’da %21.4’e düşerek ciddi bir azalma kaydetti.
Krize verilen yanıtlardan birisini Kriz Müdahale Paketi oluşturdu. Türkiye’ye yönelik özel bir bileşeni olan paket Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından ortaklaşa finanse ediliyor. AYB/EBRD kredileri ile desteklenen Kriz Müdahale Paketi’nin Türkiye bileşeni toplam 400 milyon €’yu aşan bir bütçeye sahip. Bu program sayesinde küçük işletmeler yerel bankalardan, enerji verimliliği alanındaki yatırımlar dâhil olmak üzere işletme sermayesi ve yatırım ihtiyaçları için kredi alabilecek. Hem Kriz Müdahale Paketi hem de Avrupa Yatırım Fonu’nun bugün imzalanan karşılıklı garanti anlaşması Türkiye’deki küçük işletmeler için yeni kredi imkânları sunuyor.
3. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
Yeni istihdamın ve ekonomik büyümenin en önemli unsurunu oluşturan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler (KOBİler), Avrupa ekonomisinin de omurgasını oluşturuyor. Bu sebepten dolayı, KOBİlere yönelik mali ve düzenleyici ortamın iyileştirilmesi ve onların iş yapmasının kolaylaştırılması Avrupa Komisyonu’nda bizim en önemli önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Aynı şekilde, KOBİler Türk ekonomisinde de son derece önemli bir role sahiptir. Tüm işletmelerin %99’undan fazlasını temsil eden KOBİler, istihdam yaratmada kilit rol oynayarak ülke çapındaki toplam istihdamın dörtte-üçünü sağlamaktadır. Bununla birlikte, KOBİler ekonomide toplam katma değerin sadece %25’ini oluşturuyor ve ihracattaki payları da hayli düşük.
Hem Türkiye hem de AB’deki KOBİ’lerin karşılaştığı önemli bir sorun finansman kaynaklarına erişimdir. İş kurmak ya da var olanı büyütmek için para gerekir. Fakat finans kurumları özellikle de potansiyel müşterileri hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıklarında KOBİ’leri riskli işletmeler olarak görmektedir. Bu sorunu çözmek için bu riski alabilecek daha fazla yatırımcı ve bankaya ihtiyaç vardır. Bunların yanı sıra bankaların endişelerini daha iyi anlayan ve uygun yatırım teklifleri sunabilecek girişimcilere de ihtiyaç vardır.
AB küçük işletmeler için finansman ortamını iyileştirmeye çalışıyor. Komisyon KOBİ’lere finans desteği sağlayabilmek için çeşitli finans kuruluşlarıyla birlikte çalışıyor. Amacımız küçük işletmelerin bankalardan, garanti kurumlarından ve girişim sermayesi fonlarından finansman alabilme olanaklarını arttırmaktır.
4. AB ve Türkiye’deki KOBİ’ler
AB, Türkiye’deki küçük işletmelerin finans kaynaklarına erişimini arttırmak için çeşitli girişimlere destek vermektedir. Avrupa Yatırım Bankası (AYB) 1965 yılından beri Türkiye’deki projeleri finanse etmektedir. AB de KOBİ’lere yönelik başarıyla uygulanan bir döner sermaye sistemi olan Küçük İşletmeler Kredi Programı (KİKP)’nı desteklemiştir. Ayrıca AB, Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir yandan mevcut kredi garanti mekanizmalarını güçlendirirken diğer yandan da girişim sermayesi fonu oluşturulmasına da destek olmuştur.
Avrupa Yatırım Fonu, KOBİ’ler için hazırlanmış kredi programları, garanti planları ve girişim sermayesi yatırımlarını kapsayan AB Rekabetçilik veYenilik Programı (CIP) kapsamında Türkiye Kredi Garanti Fonu için karşı teminat sağlayacaktır. Bu iki kurum arasında imzalanan ve Türk iş çevrelerinin 90 milyon Euro’ya kadar ilave kredi imkanlarına ulaşmasını sağlayacak olan anlaşma bugün burada imzalandı.
Bunun yanı sıra AB, Türkiye genelinde üç farklı ağı desteklemektedir; AB-Türkiye İş Merkezleri (ABİGEM’ler), Avrupa İşletmeler Ağı ve AB Bilgi Merkezleri. Bunların hemen hemen hepsinde TOBB AB’nin en büyük ortağıdır.
5. Sonuç
Global ekonominin mevcut durumu büyümeyi destekleyecek ve istihdamı koruyacak tedbirleri gerektirmektedir. Bugün yapılan görüşmeler bu çabanın bir parçasıdır ve umuyorum ki bu ortak hedefin gerçekleştirilmesine katkıda bulunacaktır.
Bugünkü aktivitelerin yanı sıra, çok çeşitli araçların Türkiye’deki Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin kullanımına sunulabilmesi için ciddi bir bilgilendirme çalışmasının da yürütülmesi gerekmektedir.
***