Mersin Veteriner Sınır Kontrol Noktasının Açılışı

 

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı

 

Büyükelçi Marc Pierini’nin konuşması 

Saygıdeğer Bakanlar, Sayın Vali, Sayın Belediye Başkanı

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sayın Bakan Bağış ve Sayın Bakan Eker ile birlikte bugün Mersin Veteriner Sınır Kontrol Noktası’nın açılışını yapmak üzere burada bulunmaktan büyük memnuniyet duyuyorum.

Öncelikle bu projeyle ilgili bazı önemli hususların altını çizmek ardından da AB-Türkiye ilişkileri konusunda genel olarak birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Mersin’deki Proje

Hayvan sağlığı ve gıda güvenliği AB müktesebatının önemli bir parçasını oluşturmaktadır: amaç hem Türkiye’de hem de AB genelinde insan hayatı ve sağlığının üst düzeyde korunmasının sağlanmasıdır. 

Canlı hayvan ve hayvan kaynaklı ürünlerin ciddi insan ve hayvan hastalıkları bulaştırabilmelerine bağlı olarak bunların hareketi önemli riskler taşıdığından, veteriner sınır kontrolü bu tür ürünlerin AB’ye ithalatının AB sağlık ve ithalat standartlarına uygun yapılmasının sağlanmasında kilit öneme sahiptir.  

AB’ye katılımı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin dış sınırları AB sınırları haline gelecektir. Bu nedenle, Türkiye’nin aynı düzeyde koruma sağlayabilmek için AB ithalat kontrol sistemini uygulaması gerekmektedir.    

İşte Veteriner Sınır Kontrol Noktalarının ve daha genel anlamda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın “Yeni Sınır Kontrol Noktalarının Kurulması” projesinin de amacı budur.

Bu proje kapsamında AB standartlarına uyumun sağlanması amacıyla biri Mersin diğeri İzmir’de olmak üzere 2 liman, ve Hatay, Şırnak ve Artvin illerinde 3 kara kontrol noktası kurulmuştur. Bildiğiniz gibi Türkiye’nin ilk veteriner sınır kontrol noktası AB desteğiyle İstanbul Sabiha Gökçen havaalanında kurulmuştur. Bu noktaların hepsi AB Gıda ve Veterinerlik Ofisi tarafından onaylanacaktır.  

Kısaca söylemek gerekirse bugün açılışını yapmakta olduğumuz proje “bir başka AB dayatması” değil Türkiye ve vatandaşları için kaydedilen bir ilerlemedir.

Katılım Öncesi Programlar

Katılım Öncesi Yardım Programlarının amacı gayet basittir; katılımdan önce Türk kurum ve politikalarının AB standartlarına uygun hale getirilmesi. Bu sadece katılım müzakerelerinin bir şartı değil, yaşam kalitesini arttıracağından aynı zamanda Türk kurumları ve vatandaşlarına da yarar sağlayacak bir adımdır.  

Bu yıl katılım öncesi yardım programı kapsamına 654 milyon Euro değerinde yeni projeler dahil edilecektir. Yıllık bazda olan bu rakam düzenli olarak artmaktadır. Bu kapsamdaki projeler 3 ila 4 yıl sürmekte olduğundan çok çeşitli alanlardan halen yaklaşık 2 milyar Euro tutarında 200’ü aşkın projenin yer aldığı aktif bir portföyümüz bulunmaktadır.     

Durum gayet açıktır; katılım öncesi yardım programları ve katılım müzakereleri Türk halkına fayda sağlamaktadır. Çeşitli şehirlere yaptığım ziyaretler sırasında şöyle bir izlenim edindim; Türk halkı AB projelerinin ne anlama geldiğimi çok iyi biliyor; kendileri için ilerleme ve çocukları için daha iyi bir gelecek. İşte bu nedenle eski tabiriyle “AB gündemi” artık Türk halkının gündemi haline geldi.    

Son 8 yıl içinde Tarım ve Köy işleri Bakanlığıyla birlikte gerçekleştirdiklerimiz bunun en güzel göstergesidir; kuş gribi, şap hastalığı, kuduz, (Ulusal Gıda Referans laboratuarı dahil olmak üzere) laboratuar ve idari kapasitenin güçlendirilmesi, gıda güvenliği bilgi sistemi ağının kurulması ve Veteriner Sınır kontrol Noktaları kurulması konularında tam 12 proje. Kısacası AB destekli Tarım ve Köy işleri Bakanlığı projesi demek tarım alanında daha güvenli gıda, daha az hastalık ve daha iyi standartlar demektir. 

Katılım müzakereleri

Hiç şüphe yok ki tarım, katılım müzakerelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Şu anda gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı politikasına ilişkin müzakereleri açmak üzere Hükümetle birlikte çalışmalar yürütüyoruz. Diğer başlıklardan farklı olarak bu başlık son derece teknik ve spesifik bir yapıdadır, dolayısıyla çok iyi hazırlık yapılması gerekmektedir. Bir kez daha yinelemek isterim ki, gıda güvenliği yalnızca AB için değil Türk tüketiciler için de yararlar sağlayacaktır.  

Bunların yanı sıra rekabet, kamu ihalesi ve istihdam ve sosyal işler alanlarında da çalışmalarımız devam etmektedir. Türkiye’nin gerçekleştireceği reformlar, müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi için kilit öneme sahiptir. Bu konu yeni görevlendirilen Komisyon üyesi Stefan Füle tarafından da geçen hafta altı çizilerek teyit edilmiştir.    

Bu tabii ki katılım müzakerelerinde siyasi güçlükler olmadığı anlamına gelmez fakat Kopenhag kriterleri ve müktesebata uygun şekilde reformların gerçekleştirilmemesi halinde müzakerelerde ilerleme kaydedilmesi şartı yerine getirilmemiş olur. Başka bir deyişle, müzakerelerin ilerlemesini sağlayan ana motor AB standartlarına uyumun sağlanmasıdır.   

Müzakerelerin ardındaki gerçek

Türkiye’nin katılım müzakerelerinde yaşanan siyasi güçlükler Türk ve AB ekonomilerinde son derece yüksek ve artan oranlarda kaydedilmekte olan entegrasyonu gölgeleyebilir. Son birkaç yıl içerisinde otomotiv, uzay sanayi, eczacılık sanayi veya bankacılık ve sigorta sektörlerinde kaydedilen rakamlara bakarsak son derece etkileyici ilerlemeler yaşandığını görebiliriz.  

Bu, politikanın ötesinde son derece güçlü bir gerçektir; bugün AB ticaret sektörü, AB’nin global rekabet edebilirliğinde Türkiye’nin kilit bir unsur olduğu konusunda hiçbir şüphe taşımamaktadır. Türkiye ile birlikte AB ekonomisinin birçok kilit sektörü dünya genelinde daha rekabet edebilir konuma sahip olmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin kendisi de artan gelirleriyle büyük bir pazardır.  

Başka önemli bir gözlem de şudur, hem Türk idarelerinde hem de Türk halkında katılım sürecine ilişkin güçlü bir farkındalık ve sahiplenme duygusu vardır. Daha önce de belirttiğim gibi gıda güvenliği, çevre kalitesi, kadın ve çocuk hakları, şeffaf adalet ve ifade özgürlüğü denince vatandaşlar AB standartların gerçek anlamını çok iyi bilmektedir.  

** 

 

Başta sonsuz desteklerinden dolayı Tarım ve Köyişleri Bakanlığı olmak üzere bu projenin gerçekleştirilmesinde emeği geçen herkesi tebrik ederim. Bu önemli Veteriner Sınır Kontrol Noktası’nın gelecekteki çalışmalarında hepinize başarılar dilerim.