Nehir suları yükseldiğinde: Meriç-Ergene Havzasında sel ile mücadelede AB desteği

“Burayı sık sık sel basıyor. Su yükseliyor ve toprak sular altında kalıyor. Bazen köprüler sel sularının altında kayboluyor ve köylere ulaşamıyoruz. Hayvanların hiç yaşama şansı kalmıyor” diyor Edirne sakini Mehmet Güzey.

 

Uzunköprü'lü çiftçi Özcan Kayalı'ya göre 2021 yılında Ergene Ovası'nda 60 bin dekar, Meriç Ovası'nda ise 100 bin dekar tarım arazisi sular altında kaldı. Sel sularının altında kalan tarlalardaki mahsul kaçınılmaz olarak zarar gördü.

Meriç-Ergene havzası, ülkedeki en fazla sel felaketine maruz kalan bölgelerden biri. Dolayısıyla Edirne sel felaketlerine yabancı değil. Türkiye ile Yunanistan sınırını oluşturan Meriç Nehri, üzerindeki bu antik şehrin hem topraklarını besliyor hem de Edirneliler için bir tehdit oluşturuyor. Ancak seller tarihsel olarak ne yeni ne de beklenmedik…

flood

Tarım ve Orman Bakanlığı Sel Yönetimi Çalışma Grup Sorumlusu Ahmet Murat Özaltın

Tarım ve Orman Bakanlığı Sel Yönetimi Çalışma Grup Sorumlusu, İnşaat Mühendisi Ahmet Murat Özaltın, “Osmanlı döneminde, Edirne'nin başkent olduğu zamanlarda (1360'lardan 1453'e kadar), sel olduğunda saraya tekneyle ulaşılırmış. Ancak iklim değişikliği ile sellerin sıklığı ve şiddeti arttı” diyor.

“Meriç-Ergene havzası sınır ötesi bir su sistemidir. Bulgaristan, Yunanistan ve Türkiye bu havzanın kaderini paylaşır. Genellikle en çok etkilenen ülke Türkiye olsa da nehrin sadece bir kısmını değil, tüm havzayı kapsayan farklı bir plana ihtiyacımız vardı” diye devam ediyor Özaltın.

Avrupa Birliği (AB) tarafından IPA programı aracılığıyla Türkiye ile ortak finanse edilen Meriç-Ergene Havzası Taşkın Risk Yönetim Planının Hazırlanması İçin Teknik Yardım adlı çığır açıcı proje sayesinde işte tam da bu gerçekleştiriliyor.

flood

Proje Kontrol Mühendisi Merve Elif Erkayman

Projenin kontrol mühendisi Merve Elif Erkayman projenin kapsamını şöyle açıklıyor:

“Projemiz 2022 yılında Türkiye ve AB'nin ortak finansmanı ile başladı. Proje geçmiş sel verileri ve arazi analizlerine dayalı olarak yüksek riskli bölgelerin belirlenmesi, hidrolojik modellerin oluşturulması, etkilenen yapıların haritalandırılması ve tahliye stratejilerinin tasarlanması olmak üzere altı aşamadan oluşuyor. Biz sadece selleri incelemekle kalmıyoruz, onları kontrol etmeyi de planlıyoruz.”

Ekip her şeyi haritalandırıyor: sel sırasında suyun ne kadar yükselebileceği, nerelere yayılabileceği, hangi binaların sel bölgesinde olduğu ve hastaneler, su arıtma tesisleri, okullar gibi hangi kritik altyapıların korunması veya tahliye edilmesi gerektiği… Amaç sadece uyarıda bulunmak değil, felaket gerçekleşmeden önce harekete geçmek.

flood

Harita Mühendisi Mesut Yılmaz

Harita Mühendisi Mesut Yılmaz daha teknik bir bakış açısıyla anlatıyor: “Fotogrametrik uçuşlar yapıyor, her köprüyü, menfezi ölçüyor ve dijital arazi modelleri oluşturuyoruz. Bunlardan yola çıkarak sel yayılma haritaları, derinlik haritaları ve hız çizelgeleri simüle ediyoruz. Bu modeller sayesinde suyun nereye gideceğini tahmin etmekle kalmıyor, ne kadar hasara yol açabileceğini ve hasarın giderilmesinin ne kadara mal olacağını da ortaya koyabiliyoruz.”

Ancak mesele sadece para değil, dayanıklılık. Mesele, krizlere yatkın bir bölgeyi hazırlıklı bir bölgeye dönüştürmek.

“Geçmişte afetler meydana geldikten sonra afetleri yönetirdik. Şimdi ise risk temelli planlamaya geçiyoruz. Zayıf noktaları belirliyor ve önleyici tedbirler öneriyoruz. Örneğin, nehir yataklarını yeniden tasarlıyor veya evlere ulaşmadan önce taşkınları emmek için geçici sel bölgeleri belirliyoruz.” diyor Özaltın.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu'nu bir araya getiren bu koordineli yaklaşım, sınır ötesi çevre yönetiminin bir örneği. Çünkü doğa sınır tanımaz ve iklim değişikliği beklemez.

flood

Ekip her köprü ve menfezde su seviyesini ölçüyor

Tarım, nüfus ve sanayinin iç içe geçtiği bir bölgede, sürdürülebilir ve bilimsel temelli sel planlaması ihtiyacı isteğe bağlı değil, zorunlu.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Jurgis Vilčinskas, “Sel sınır tanımaz, çözümlerimiz de öyle olmalı. Meriç-Ergene havzası ortak bir ekosistem ve bizim sellere yanıtımız da sorumluluğu eşit şekilde dağıtan, stratejik ve bilimsel temelli olmalı. Bu ortaklık sayesinde AB, iklim değişikliğinin artan tehdidiyle karşı karşıya olan topluluklar için uzun vadeli dayanıklılık oluşturma konusunda Türkiye'nin yanında olmaktan gurur duyuyor. Birlikte bilgiyi eyleme, riski ise hazırlığa dönüştürüyoruz.”

flood

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkan Vekili Jurgis Vilčinskas

IPA nedir?

Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA), AB'nin 2007 yılından bu yana genişleme bölgesindeki reformları mali ve teknik yardımla desteklediği bir araçtır. IPA fonları, katılım süreci boyunca yararlanıcıların kapasitelerini geliştirerek Türkiye'nin de dahil olduğu genişleme bölgesinde ilerici ve olumlu gelişmelerin sağlanmasına katkıda bulunur.

AB-Türkiye iş birliğine ilişkin hikayeler